1 Kasım 2010 Pazartesi

soru & cevap

kendinizden kaçmak isteyip en sevdiğiniz film için "keşke içinde yaşasaydım" yada "keşke hayatım böyle olsaydı" dediğiniz olur mu hiç?

daha ne kadar boka sarabilir herşey diye düşünüp sizden başka herkesin gayet iyi idare ettiğini varsaydığınız olur mu hiç?

herkese meydan okuduğunuz, artık size karşı tek bir kötü kelime bile edilmesini istemediğiniz anlar oluyor mu hiç?

5 gün boyunca deli gibi ağrıyan başınızı yeter ki sakinleşsin diye duvarlara vurarak patlatmak istediğiniz olur mu hiç?

"yeter ki beni rahat bırakın dünya yıkılsın umrumda değil" dediğiniz oluyor mu hiç?

peki kendinizi yapayalnız hissettiğiniz oluyor mu hiç?

ve bunların haksızlık olduğunu düşündüğünüz olur mu hiç??


evet hepsi haksızlık...

mesela ben;

{film konusuna karar veremedim henüz yaw..belki en sona ekleyebilirim bişeyler =) }

evet herşey boka sardı ama tek fark milletin ne halde olduğu zerre kadar umrumda değil.. {çok mu acımasız? hayır kesinlikle değil..düşünüldüğün kadar düşünürsün bu kadar basit}

evet herkese meydan okumak gerekiyor gerçekten.. o kadar zor bişey de değil..

evet 5 gün boyunca ağrıyan başımı duvarlara vurdum çaputlarla sardım almadığım ilaç kalmadı..belki kırılırsa acısı ve ağrısı kökten geçer diye düşünüyorum =)

bana şu anda en sevdiğim cipsten, en sevdiğim çeşit jelibondan, en sevdiğim çikolatalardan torba torba getirin, ben de yanına mc donald's dan bir menü ve pizza söyliyim, film arşivim yakınımda olsun benim başka hiçbir şeye ihtiyacım olmaz.. insanların beni rahat bırakması ve birazcık huzur vermesi dışında.. {hani alt kat ve üst kat lanet komşularımın sabahın köründe başlattığı tadilat vs sesleri olmadan yada yan apartmandaki öküzcanın bağırtıları yada nanım annemin sürekli beni birşeyler için zorlaması olmadan....}

"herkes gün bittiğinde yapayalnız değil mi zaten?" diye soruyorum size sadece...

içinde yaşamak istediğim film konusunda kararsızım ama.. belki de ileride kendi  cici  hayatımı mükemmel bir senaryoya dönüştürüp film haline getiririm de onun içinde yaşarım.. bu daha güzel olur sanırım..

benim cevaplarım; cevap olarak yazdıklarımda değil, sorularımda aslında............................. ama yüksek sesle söylemeye cesaretim yok... henüz....

25 Ekim 2010 Pazartesi

nokta nokta nokta ...

daha önce yazmıştım, sessizlikten korkuyorum kendimle konuşmama ve hiç hoşlanmadığım sonuçların ortaya çıkmasına sebep oluyor diye.. sessizlik hala korkutuyor beni ama artık kendimle bir dakika yalnız kalmaktan bile korkar oldum.. etraf sessiz olsun yada olmasın, kalabalık olsun yada olmasın eğer ben, kendimi yalnız hissediyosam bittiğim an oluyor benim için..

hani okuldayken testler yaparlardı; ve mutlaka şöyle bir soru tipi olurdu: "....... yukarıdaki cümlede bulunan noktalı kısma uygun kelimeyi bulunuz" yada "cümledeki boşluğu doldurunuz" ..
hayatım aynı o testlere döndü. bir soru, bir boşluk (en kocamanından) ve birden fazla lanet olası seçenek.. seç bakalım seçebiliomusun?!

hayatı boyunca yorulmadan hata yapabilen tek yaratık insandır kanımca ama ben hata yapmaktan yorgun ve korkan biri olarak doğru seçeneği bulmak için tabir-i caizse kıçımı yırtıyorum..nafile.. kocaman bir boşluk hobilerle falan da dolmuyor... "tirirlaylayliiiii hadi hobbaa resim kursuna gidiyim,incik boncuk kolye yapiyim" olmuyo işe yaramıo (denedim ki konuşuyorum).

işin daha da kötü yanı insanardan da sıkılıyorum zamanla..kendimi çok matah bişey olarak gördüğümden değil ama çevremde o kadar saçma salak insan olduğunu yeni farkediyorum ben =S

şöyle insanlardan bahsediyorum ki : türkiye'nin gündemini kurtlar vadisi sanıo..haberler yerine onu izleyip gündemi takip ettiğini düşünüo.. gerçek aşk = ezel , gerçek saf nefret = fatmagül, gerçek olamayacak kadar büyük hüzün ve trajedi = minik osmancık sananlar.. facebook sayfalarını (sevgilieri olsun yada olmasın) eski sevgiliye atfedenler,"başını dik bilmem nereni sıkı tut ki kazık yemen kolay olmasın" tarzı abidik gubidik yazılar resimler, "ağlarken başını dik tut göz yaşın süzülmesin" diye bişey paylaşmıştı biri ona kopmuştum mesela..devamı "yanağından süzüldüğünü gören bundan zevk almasın" gibi bişeydi..ne diyosun yaaa!!işin gücün mü yok ne bu?! ve daha neler neleeerr..
bu tür şeylerle ilgilenmediğim ve ilgilenmek istemediğim için entel ilan edildiğimi belirtmek isterim.. neymiş efendim başında "bunu paylaşmayan insan değildir" yazıo diye paylaşmam gerekiyomuş.. ben insan değilim öğrenemedin mi daha ?!

neyse.... bitmez bu safsatalar..
malzeme bol..hatırladıkça yazıya dökülür nasılsa =)

demem o ki; (belki benimle aynı durumda olan birileri vardır...)
şimdiye kadar o hobiler, diziler, filmler, internet vs  yetmedi doldurmaya o boşluğu ...aramaya devam ediyorum..

hayatım, çok güzel, değerli, upuzun bir cümle...sadece bir yerinde nokta noktalarla bırakılmış bir boşluk var henüz nasıl dolduracağımı bilmediğim....