16 Ağustos 2010 Pazartesi

yine....

yine ben...
yine üzgün...
yine kalbi kırık..
yine hayal kırıklıklarıyla boğuşuyor..
yine SEVGİLİ'den kaynaklanan hiçbir şey yok..
yine dost kazığı... pardon yanlış oldu:
yine dost sanılan bir tanıdıktan yenilen sağlam bir kazık..
yine kaydadeğer bir sebep yok..
yine suçlanan ben, haklı olan karşıdaki..
yine herkes gibi olmadığım için oldu bunlar..
yine arkadan konuşmadığım herşeyi açıkça söylediğim için..


kazık yemede  "master degree" ye sahip olduğumdan bana özel "üstün salaklık madalyası" ve bir plaket hediye edilecekmiş... plakette şöyle yazıcakmış :


Sayın Pabucu Yarım;
- bunca zamandır yaşadığınız onca olaya rağmen hala akıllanmadığınız için,
- haketmeyen insanlara sürekli gereğinden fazla değer verdiğiniz için,
- insanların "ben böyle mertd'im ben böyle dürüstüm vs" laflarına güvenebildiğiniz için,
- kendi derdinizi unutup, başkalarının derdini kendinizinmiş gibi kabullenip çözüm bulmaya çalıştığınız için,
- "bu böyle napalım boşver" deyip geçtiğiniz için,
- ve bunun gibi eşi benzeri olmayan birçok vukuatınızdan dolayı
bu madalya ve plaketle sizi ödüllendirirken; bir an önce akıllanmanızı ve bu salaklıklarınızdan vazgeçmenizi temmenni eder, bizim için teselli olan "gidene kal demem ne hali varsa görsün" özelliğinizi hiç kaybetmemenizi dileriz.
Saygılarımızla;
Sayıca Az Olan Akıllı İnsanlar Topluluğu


=)) valla hakettim gerçekten hakettim =))

daha dikkatli olmak lazım..

en sonunda sadece kendin kalıyorsun madem, sadece kendi kıymetini bilmeli insan.. kendi kıymetini bilmeden ne kendine ne de başkasına bir hayrın oluyor zaten.. millet senin böyle suyunu sıkıp geriye posan kalınca resmen çöpe atıyor..düşünemiyorum işin içinde bir iş ya da para mevzusu olsa ne olur =)) bırrrrr...

sadece hayal kırıklığı çok kötü.. gerisinin bir önemi yok.. unutulup gidiyor 1 saat içinde bile ama o kırıklık kalıyor.. o da zamanla geçer.. geçecek.. uzun sürmesinin tek sebebi de insanın böyle bir salaklığı kendine yedirememesi zaten..

twitterda birinin yazdığı gibi; "bana attığın kazıkları saklıyorum, gün gelip de bana misafir olursan seni oturtacak yerim olsun diye"..
bende birden fazla var..
beklerim eski dostlar gelin, misafirim olun..
aynı hisleri paylaşalım =))

3 Ağustos 2010 Salı

"sızlananus"lar..

patlamak üzereymişim gibi hissediyorum ama sebebini açıklayamıyorum... üzerimde sürekli bir baskı sürekli bir ağırlık varmış gibi hissediyorum ama anlatamıyorum.. boğazıma biri sarılmış deli gibi sıkıyor sanıyorum ama öyle biri yok, ispatlayamıyorum... bazen herşeyden vazgeçmiş olucağına varsın olsun diyorum,silkinip kendine gel deyip o hallerimden de vazgeçiyorum.. herkes benden umudu kesmiş gibi düşünüyorum ama yaptıkları bunun aksi, bunu da ispatlayamıyorum.. {bak bende sızlandım ama sadece ve sadece bu kadardı =)}

herkes sürekli birşeylerden sızlanıyor..
kimisi işinden, kimisi aşkından, kimisi ailesinden, kimisi yaşadığı şehirden, kimisi de bunların hepsini tek bir yerde birleştirip hepsinden şikayet ediyor..ama bazıları var ki sızlandıkları şeyler konu olarak bakınca sağlam ama içi boş.. bunlar "sızlananus"lar!!!
bende sızlanıyorum yalan değil.. ama elimde olmayan yada elimden kaçırdıklarım için..belki de yaptığım hatalar için.. ama elinde olup da istediğin gibi şekillendirebileceğin şeyler varken neden sızlanıyorsun ki.. sızlanan arkadaşım sana söylüyorum: bu durumun hiçbir zaman değişmeyecek çünkü her zaman daha fazlasını isteyeceksin..işten şikayet ediosan daha fazla para verenini ya da evine daha yakın olanını isteyeceksin.. sevgilin varsa daha romantiğini belki de daha maçosunu isteyeceksin.. bunların hepsinin çözümü kolayken ve senin elindeyken; ve seni dinleyecek insanlar bulmuşken neden insanların kafalarını böyle şeylerle benzetiyosun boşu boşuna da, gerçek olaylardan bahsetmiyoruz?..

bahsettiğim şey şu: işini kaybetmek üzereysen tamam bir çözüm bulmak için tanıdığın tanımadığın herkesi ara ama hali hazırda bir işin varsa ve kiranı ödemeye yetiyorsa otur kıçının üstüne işini yap milletin kafasını ditme.. {yeterince açık oldu mu?}

zamanında o kadar "ah ah ah vah vah vah" yapıp durdum ki tek bir getirisinin olmadığını anladım..{çoğunlukla kendi kendimeydim allahtan}
sızlanmak hiçbir işe yaramadığı gibi insanları da uzaklaştırıyo.. telefonu eline alıosun "ay bi ariyim naptı acaba" diye içinden geçiriyosun.. sonra gerisin geri bırakıosun o telefonu.. biliosun çünkü en az, en az yarım saat hapsedecek seni o telefonda.. çünkü o bir sızlananus...

işle ilgili bi sorun yoksa kesinlikle ve kesinlikle sevgiliyle alakalı bi sorun vardır.. bu sevgilinin varolması / olmaması ya da eski / yeni  olmasının hiçbir önemi yoktur..  eğer o sevgili varsa "bana şunu şunu dedi ama ben böyle demesini umardım" bu bahsettiği yemeğe götürdüğü restoranın seçimiyle ilgili bi konuşma.. eğer o sevgili yoksa "bana bu lafı edecek bi sevgilim bile yok oofff oooofff ne olacak benim bu halim" diye açılmadan iade gitme korkusu.. eğer o sevgili eskiyse "şerefsiz herif bana yapmadığını demediğini bırakmadı allah onun bin türlü belasını versin............ ama hala çok seviyoooruuuuuuuumm böhü böhüüü" şeklinde sen istersen bi taraflarını yırt yine de susturamazsın.. eğer sevgili yeniyse {en iyi en bomba konuşmanın bu olmasını beklersin ama sızlananuslar bunada kulp takar veeeee} "of bilmem nereye giderken bin defa dedim şöyle giyinme die sanki bana inat yapar gibi gitmiş yine o zımbırtıyı giymiş..beni delirticek..ben biliorum bu ilişki yürümiycek de bakalım nereye gidicek" yürümezse emekler diyesin gelir ama desende duyurumazsın... bunların hepsini 10 yada 15 arkadaşımda görüp bizzat şahit oldum..

insanları dinleyip onların dertlerini üstlenme gibi bir problemim var benim..karşımdaki anlatır ben aklıma geldikçe düşünürüm ya ne olacak nasıl olacak tüh tüh tüh vah vah... bi de o dertler o kadar poktan püsürden ki burda yazsam millet tıtısıyla güler bana..
ben bunları kabullenip aşmaya çalıştıkça ve buna dair düşüncelerimi bi twitterda yada facebookta paylaşınca insanlardan da şöyle bir tepki geliyo: "hayırdır var yine sende bişeyler..başladın yine yazmaya abuk subuk".. ya da "senin hep sevgi kelebeği tarzındaki yazılarına alıştık olmuyo yakışmıyo bunlar sana"..
bunun anlamı aslında şu : "hmm bunun bi derdi var, iyi her zamanki gibi mutluyum aşıkım bıdı bıdı yapmıo ne oldu acaba.. ee her insan evladı hep mutlu olamaz tabi"..

benim gibi sızlananuslardan artık nefret etmeye başlayanlar olduğu gibi anlaşılacağı üzere bunlardan zevk alan sapıklar da bir hayli var..bunları sadece o paylaşım sitelerinden değil komple hayatından engellemen lazım ya neyse..

benim bulduğum çözümse şu: artık sadece dinliyor gibi yapıyorum.. eğer önemliyse tüm gücümle yardım için hazırım zaten ama sızlananus dinlemek gerçekten hayatımdaki en yorucu şeylerden biri..

sızlananus arkadaşım; kimse 4/4 lük hayat sürmüyor, herkesin istediği herkese altın tepsilerde sunulmuyor.. bazı şeyleri kazıyarak tırnaklarınla hakedip yerinden çıkarıp almalı, bazı şeyleri de yine hayatından kazıyarak çıkarmalısın.. sana soran olursa bende bir değişiklik yok demenin ne kadar rahatlatıcı olacağını bilemezsin... artık saçma hikayelerini dinlemek istemiyorum..ben artık büyüdüm, daha gerçekçi hikayeler peşindeyim.. öyle bir hikayen olduğunda dinlemeye hazırım..
tek istediğim artık beni yorma....