24 Haziran 2010 Perşembe

nise neden yazar da saçmalar?

hani kadınlarda bir huy vardır; birşey yaptılar mı hele kendilerince iyi yaptıklarına inandılar mı, onları durdurabilene aşkolsun moduna girip cümle aleme yayarlar.. benim bu blog işi de biraz öyle oldu..

küçükken sürekli günlük tutardım.. yareppim yaşadığım her günü her şeyi en ince ayrıntısına kadar yazardım. mesela ortaokuldayken sadece oturduğum semtte dolaşabilme özgürlüğüm vardı bu da eşittir; arkadaşla sinemaya gidilebilir ve arkasından mc donalds ziyafeti çekilebilir.. başka bi anlamı yok yani.. ama günlüklere bakarsan öyle değil.. "bugün bond un yeni filmine gittik -film detaylı şekilde anlatılmış şöyleydi böyleydi fln- sonra mc donalds a gittik ben bi big mac menü yedim herkes nasıl yedim inanamadı aslında ......o onu dedi bu bunu dedi " bıdı bıdı bıdı gidio böyle..ama olan biten sadece bi menü yemek yani =) {bu arada millet gerçekten inanamazdı çünkü o kadar zayıftım ki -elbise giyen solucan misali- o hamburger benim yarım kadar görünürdü herkese..}
neyse annemde bu günlükleri -sözüm ona ben gizleyip saklardım falan ama hikaye tabi her türlü bulurdu- sürekli okurdu.. hiçbir zaman kötü bir yorumda bulunmadı bana..okuduğunu da hiç açık etmezdi aslında.. sadece bazen incindiğinde yada birşey ağrına gittiğinde "zaten böyle düşünüomuşsun sen onu da bilioruz" diye yüzüme vururdu..
hep söylerdi, bu yeteneğini geliştir, bak kalemin iyi, bana yazdıklarını hep saklıyorum vs diye.. artık baktı benden umut yok söylemiyor ama burayı bildiğinide sanmıyorum.. bilip okusa "bak bak benim kızda nasıl çene varmış" derdi kesin..

bu blogu neden açtığıma gelince, biraz annemin hevesiyle biraz dombalağın gazıyla giriştim ya bu işe tabi hemen linkler yayıldı sağa sola.. ne kadar okuyup ilgilenen var bilmiorum ama açıkçası yazmak o kadar rahatlatıyor ki kimse okumasa bile ben rahatlıyorum diyorum .. {züğürt tesellisine geeeeeelll!!} =))
bu aralar bu blog yazma işi, özellikle çıkan kitaplardan sonra vs, daha da ilgi çekmeye başladığı için aslında kimsenin okumamasına da pek şaşmıyorum =) çünkü ben belirgin konu yok.. "bugün de aramadın allah belanı versin" diye başlayan blog yazılarından zaten ortalık geçilmio..ee insanlar aşk acısı istiyo, aşk acısı olmazsa aşmışlık istiyo, küfür istiyo, "kodum mu oturttum" modunda şeyler duymak, okumak istiyo..  bende bunların hiçbiri yok .. aşk acısı desen; e ben deli gibi aşığım adamda bana aşık, parmaklarda yüzükler takılı.. burdan mama çıkmaz ki en sağlam konu bu bende o yok.. =) güncel olaylar desen, geçmişte o güncel olayların fazlaca takibi beni aşırı yorup,üzdüğü ve birçok zorlukla karşı karşıya bıraktığı için özetle hiç işim olmaz.. ki kendi düşüncemi kendime saklamayı öğrendim! bi arada kendi bunlaımlarım var o kadar.. bana da bir tek onlardan ekmek çıkar zaten dedim bende =))

neden yazıyorum? çünkü şaka bir yana gerçekten rahatlıyorum.. diğer ve ağır basan sebebi; çevremde birçok arkadaşım,dostum olmasına rağmen bazı konularda kendimi gerçekten çok yalnız hissetmem.. hani etrafınızda da vardır belki, herkesin herşeyini anlatabileceği türde insanlar vardır..sır çıkmaz, arkandan konuşsa bile aynı şeyleri yüzüne söylediğini/söyleyeceğini bilirsin.. vs ben onlardan biriyim.. bir gün bana böyle bi gelseler "yeter ulen kara murat benim" diye delirip herkesin tüm sırlarını ifşa etsem "sen var ya hani elit ilişki yaşıodun, burda ilişkinin elitini,istanbulun karşı yakasında da diyetini mi yaşıosun" diyerek iğrenç kafiyelerle falan mesela; çevremde kimse kalmaz onu geç, bir daha o insanlar birbirinin yüzüne bakamaz.. ama gel gör ki ben ne kadar açık fikirli davranıp gerektiğinde destekleyip, gerektiğinde karşı çıkıp, gerektiğinde dur artık diyebiliyorsam otomatik olarak, ben zorda kaldığımda; karşımdakinden aynı şeyi beklediğimde; ya yargılanıyorum, ya bana hiç yakıştırılamayan bir davranış sergilemiş oluyorum ya da kimseyi ilgilendirmiyorum.. benim için; "benim dostumdur çok severim" diyen onca insandan sadece 1 veya 2 tanesi bana gerçek dostluk gösterebildi mi bilmiyorum.. işte bu yüzden yazıyorum..
aaa bir de unutuyodum üçüncü bir sebebim daha var: ben klasik türk hatunu olduğum için gel-gitlerim ve depresyonlarım boldur.. ruh halim sürekli değişir.. eee ser'de bir de çatlaklık olunca gel de yazma..
kendi kendime eğlenme yolum bu.. içimi dökme yolum..

facebookda birkaç yazının linkini paylaşınca "karalıosun bişeyler nerden esti" diye soranlara cevap verebildim mi bilmiyorum ama özetlemek gerekirse; çoğu zaman elinde pimi çekilmiş, patlamaya hazır bombalar tutuyomuş gibi hissediyorsan ve kimseye pek birşey anlatamıyorsan, içinden gelen esprileri bile paylaşmak ağırlık hissi uyandırıosa {çevrede bir sorun var onu geçelim} kendi kendini deşarj etmenin en iyi yolunu arayıp buluyorsun..

1 yorum:

  1. "KURUNTULU" şu anda sana bir yorum yapıyor. :)) faceden de bi enstantaaane yapıştırmadan yazamıyorum dikkatini çekerim. :) öyle haller içindeki halim Türkçeye çevirmeye yok mecalim tadında bir dönemden geçiyorum seninde bildiğin üzere. hani şöyle desem bir çatlak bir çatlağa bre çatlak gel beraber bir aylaklık yapalım demiş :)) sen olacaklardan herkesi koru yareeeeppim :) neden gecenin bi saati yazıyosun dersen... seninde bildiğin gibi artık bitmesini istediğim bir sürecin sonuna yaklaşıyorum biraz sancılı ve gereksiz kuruntularla geçiyor takdir edersinki. e böyle olunca ben de boşa kendi kendime bilgisayarda yer açmiyim hazır burda deşarj olucak yer varken şuraya döktüriyim dedim. sana da 2 satır yazıcam dedim ama kusura kalma bacım :))))) içimden böyle geldi şu an. bir nevi yazarla dertleşme gibi oldu yaw. bende sevgiliye saçla oliciiim ve ota boka sinirleneceğim günü iple çekiyorum desem yeridir. köşe yazarı olarak beni de alırsın dimi işe :)

    YanıtlaSil